Bozkırlılar Derneği

Bozkır Şiirleri

 

HOŞ GELDİN Pazarı

Bozkır’da Cumaları pazar kurulur.
Bulanan gönüller o gün durulur.
Karşılıklı hâl hatır sorulur:
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

Baybağanlı, Tepelceli, Çatlısı,
Hocaköylü, Elmaağaçlı, Fartlısı.
Eşeklisi, katırlısı, atlısı.
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

Köyler yumak gibi, o gün çözülür.
Herkeste, bir neşe, keyif sezilir.
Bazen alışveriş, bazen gezilir.
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

Gün bazen açıktır, bazen yağışlı, 
Kimisi fes giymiş, kimi dastarlı,
Kimi şalvarlıdır, içi astarlı.
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

Şafak vakti yamaçlardan inerler,
Kimi merkep, kimi katır binerler.
Jeep’dekiler çalımlı, yayalarsa sinerler.
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

Bostan, kelek, karpuz, üzüm serilir.
Pahalı da, ucuza da verilir.
Unutulmaz paroladır denilir:
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

Postalcısı postal satar, mes satar.
Peynircisi çökelek, küflü keş satar.
Şerbetçisi suya biraz kar atar.
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

Alıcı satıcı, sürter geçerler.
Yankesici, hırsız adam seçerler.
Çalışanlar, ürünü orada biçerler.
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

Alışveriş çok hararetlidir orda,
Lokantacı bağırır “-Aşımız korda”,
Fakir Allah’a yalvarır “-Bırakma darda”,
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

Bazısı kömbeyle karın doyurur,
Bazısı azık yer, kelek sıyırır.
Bazısı çay içer, bıyık kıvırır.
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

Piyangocu bağırır, piyango çeker,
Yanılanın cüzdanının cebiyle söker,
Garibin yuvasına incirler diker.
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin. 

Yörüğün inciri kıl ipte dizili,
Keçi boynuzları çuvalda gizli.
O da gelir pazara, alında yazlı.
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

Pazara gidenin hepsi memnundur.
Armağan: çarşı bittiği, bazen somundur.
Ver çocuğa çerezi, şeker onundur.
-Hoş geldin.
Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

Nazım, yeter ağam, sen de burda kes,
Elin yüzün yıka, ayağına mes.
Kulağımda çınlar anlamlı bir ses:
-Hoş geldin.
-Hoş bulduk, sen de hoş geldin.

 Merhum Vali Nazım Kemal DİNİZ 

 

BOZKIR´IM

Ilgıt ılgıt erir yağan karların

İrili ufaklı ardıç ağaçlı dağların

Sarı renkli çiğdem dolu kırların

Yüreğimde sevgin dinmiyor Bozkır´ım

 

Dağların tepelerin içindesin

Ulu pınar Üç pınar Akça pınar üçgenindesin

Gurbetteki Bozkırlı´nın hasretindesin

Hasretin yüreğimden gitmiyor Bozkır´ım

 

Karlı karlı dağların çoktur senin

Çarşamba çayın akar serin mi serin

Sılamdan başka sevdam yoktur benim

Yüreğimde sevdan bitmiyor Bozkır´ım

 

Anılarım hayalimden gitmiyor

Bayramlar sevenlerine yetmiyor

Üç gün kalmakla özlem bitmiyor

Özlemin yüreğimden silinmiyor Bozkır´ım

 

Senden ayrılmayan kıymetini bilmiyor

Kul Himmet buna çok üzülüyor

Günler aylar geçip ömür bitiyor

Ömür bitse de sevgin bitmiyor Bozkır´ım

                                            Himmet GÜZEL

 

 

GÜZEL BOZKIR´IM

Güzel Bozkırım hasret kalmışım sana

Sevdalıyım, sevdalıdır her Bozkırlı sana

Hangi Bozkırlı basmaz seni bağrına

Dünya bir yana ben sevdalıyım sana

 

Uzaklarda olsan da sevgin yeter bana

Alışmışım dağına, taşına ve suyuna

Suların soğuk içilmez mi kana kana

Dünya bir yana ben sevdalıyım sana

 

Bahar gelince yaylaya gider sürülerin

Güz gelince ambara dolar ürünlerin

Ata biner hem ağlar hem gider gelinlerin

Dünya bir yana ben sevdalıyım sana

 

Yetmiş iki pare köylerin

Selçuklu´dan kalma köprülerin

Ünlüdür senin efelerin

Dünya bir yana ben sevdalıyım sana

 

Diyar diyar gurbete gidenlerin

Tarihten kalma köprülerin

Ayağına yemeni giyenlerin

Dünya bir yana ben sevdalıyım sana

 

Serin olur Haydar dağının tepesi

Asar dağındadır zengibarın kalesi

Öküzle sürülür dağ kolunun tarlası

Dünya bir yana ben sevdalıyım sana

 

Bozkırım´da akar pınarlarım

Coşkun su gibidir bayramların

Meğer ne çokmuş sevenlerin

Dünya bir yana ben sevdalıyım sana

 

Karlı olar Asarlığın yalası

Yukarı tarafta gavur mahallesi

Mert olur Bozkırlı´nın annesi

Dünya bir yana ben sevdalıyım sana

 

Sıla kokar hasret kokar toprağında

Gurbet acıdır geleceğim ona

Dünyaları verseler değişmem sana

Dünya bir yana ben sevdalıyım sana

 

Geçit vermez karlı karlı dağların

Nedir senin bilinmeyen yanların

Mis kokulu mor sümbüllü bağların

Dünya bir yana ben sevdalıyım sana

 

Aslan yürekli senin gençlerin

Vatan uğruna şehit olmuş dedelerin

Kırılıp da bükülmeyen yiğitlerin

Dünya bir yana ben sevdalıyım sana

 

Her gelişimde sana özlemle bakarım

Ben simidi delik ekmek diye satarım

Senin için dünyaları yıkarım

Dünya bir yana ben sevdalıyım sana

                                                  Himmet GÜZEL

 

 


BOZKIRIM
Serttir iklimi ılıktır kanı
Yoktur geliri kısıtlıdır imkanı
Şanlıdır geçmişi tarihi şanı
Yiğitler diyarı şanlı bozkırım

Çoktur şehiti hemi gazisi
Temizdir sicili ameli mazisi
İçinde tutar derdini yası
Sabırsızdır benim garip bozkırım

Köyleri ormanlı taşlı dağlı
Devlet milletine özünden bağlı
Dedekorkut oğuzların öz oğlu
Safi Türktür benim şanlı bozkırım

Toroslar boyunca ünlü yaylası
Yiğittir efesi güçlüdür kası
Parlaktır demiri tutmaz pası
Ayrı bir güzellik garip bozkırım

Kirazı üzümü armut elması
Bekliyorum oralara herkesi
Has yünden dokumadır hırkası
Çalışkandır benim garip bozkırım

Okumak sanat ticaret yoğun
Gurbet ellerinde nufusu çoğun
Orakla işlerler ekini vururlar yığın
Sabırlıdır benim garip bozkırım

Cuma günü ilçemin pazarı
O gün olur satışı üç beş kârı
Zorlanır çahdeder başarır zoru
Çilekeşdir benim garip bozkırım

Ortasından akar Çarşamba ırmağı
Nasırlıdır elleride parmağı
Ünlüdür peyniri yoğurdu yağı
Sabırlıdır benim garip bozkırım

Buram buram kokar lale gülleri
Bozulmamış ananesi kültürü dilleri
Daha yoktur düzgün birde yolları
Acizlik getirmez garip bozkırım

Taşıma ustası merkeple katır
Gözetilir orda kırk yılda hatır
Toprağının altında yüzlerce şehit evliya yatır
Buram buram tarih kokar bozkırım

Devlet oraya yapmaz yatırım
Olmadı yıllarca hiçbir artırım
Öylece bekliyor birçokta sorun
Bekliyor öyle garip bozkırım

Her yıl yüzlerce nefer gurbete göçer
İmkanı olmayan çok yaşıyor haçar
Devlet söz verip yapmadan kaçar
Allah’a emanet garip bozkırım

Çoktur meşesi ardıcı çamı
Çatısız köylerin evleri damı
Selçukludan kalmadır ekseri cami
Dinine bağlıdır garip bozkırım

Eski türk mimari müharesi ocağı
Kilim çulla serilir odası bucağı
Şalvar giyer göstermezde bacağı
Namusuna sahip garip bozkırım

Ardıç ağacıyla örtülü evlerinin tavanı
Azığıdır dağda keşle ekmek soğanı
Çileler içine doğar doğanı
Geleceği yarını yok ki bozkırım

Yanlışlama sitem etmez susarlar
Gölge ağacına yanık ayran asarlar
Toprak küpe kuru üzüm basarlar
İhtiyatlı olur benim bozkırım

Namus vatan toprak bayrak her şeyi
Milliyetçi kasaba bucağı köyü
Milli gelirden en az alanda payı
Şükreder haline garip bozkırım

Harıl harıl akar çeşmeleri pınarı
Ulu ulu tarihi selvi çınarı
Yıldan yıla karışır yaylada karı
Harika bir doğa cennet bozkırım

Büyük tarihi zengibar kalesi
Eğri gölde veresinde molası
Aygır şelalesinde balası
Ünlü yeri pek çokturda bozkırım

Çıkarmadım şu tosun taşına
Sosucak yaylasını almış düşüme
Uçsam konsan sorgun yaylasının başına
Neler neler saklar bağrında bozkırım

Sarı ot belinde yemeli kaymak
Bitmezki methini endamın saymak
Gelip görmelisin ettiksey merak
Görmeye gelmeye değer bozkırım

Ne güzeldi harmanda tinas savurması
Arka yüküyle gelir dağdan odun kırması
Yemelisin Çaybaşı lokantamın kavurması
Tatmaya değer benim bozkırım

Ozan soylutürküm ilçemde yurdum
Yıllarca oralarda yaşadım durdum
İçimde bozkıra bir sevda kutrum
Aşık olmaya değer garip bozkırım

Ozan Mehmet SOYLUTÜRK

 

11 Aralık 2012
7039 kez okundu.